En başta
şunu açıklığa kavuşturmalıyız, bütün hipnozlar aslında kendi kendine
hipnozdur.Kendi kendinize yada başkasının yardımıyla her ne koşulda olursa
olsun hepsi birer bilinçaltı telkinidir ve hepsi kendi kendine hipnozdur. Çünkü
her şey sizin zihninizde başlar sizin zihninizde biter kabul etmek de uygulamak
da reddetmekte de yok saymak da sizin elinizdedir.Meditasyon, dua, canlandırma,
rehber hayal gücü yada her ne isim altında olursa olsun hipnoz, mükemmel bir
yaşam kalitesini arttırma sanatıdır.
Hipnoz
sadece sihirli bir tedavi değildir. İnsanlık tarihinin başından beri hipnoz
hedefleri gerçekleştirmek, cinsel gücü arttırmak, sportif başarıyı sağlamak
gibi vücut kabiliyetlerini geliştirmek amacıyla kullanılmıştır. Bütün bunların
yanı sıra yeteneği arttırmak, sağlığı kazanmak ve korumak, öğrenmeyi
hızlandırmak, korkuları yenmek gibi hayatın diğer alanlarında da değişiklikler
yapmayı sağlayan sihirli bir araçtır.
Kendi
kendine hipnoz bir şeye odaklanabilen herkes tarafından yapılabilir. Yani eğer
oturup kitap okuyabiliyor, film izleyebiliyor yada birkaç dakika boyunca hayal
kurabiliyorsanız hipnoz yeteneğine sahipsiniz demektir. Aslında eğer hayal
kuruyorsanız zaten hipnoz deneyimi yaşamışsınız diyebilirim. Çünkü hayal kurma
hipnozun diğer adlarından bir tanesidir.
Hipnozun
tanımı Dr. Milton Eriksona göre ‘’hipnotik durum deneğe ait olan ve deneğin
kendi bilgi ve hafıza birikimine değişen, bilinçli olarak fark edilmesi
gerekmeyen, ama uyanık olmayan farkındalık durumunda bazı belirtiler de bir
deneyim durumudur.’’
Hipnozun
bugüne kadar tespit edilebilen ciddi bir yan etkisi yoktur. Hipnozun, gerçekte
tedavide kullanılan bütün diğer ilaçlardan ve tedavi metotlarından daha az yan
etkisi vardır.
Hipnoz
binlerce yıldır yaygınca kullanılmasına rağmen hakkında hale bazı sırlar ve
yanlış anlaşılmalar vardır. Bu yanlış anlaşmalardan en yaygını hipnotizmacının
gücüdür. Aslında bu bir yanlış anlaşma değil bir kokudur. En yaygın konu bu
kontrol konusudur. Her insan başkasının kontrolü altına girmekten veya kendi
kontrolünü kaybetmekten korkar. Ama insanlar bu konuda bilgilendirildiği zaman
yani hipnoterapi esnasında seçme hakları olduğunu öğrendikleri zaman bu konuyla
ilgili hiçbir korkuları kalamaz .
Hipnozun
trans sonrası en sık görülen yan etkisi, eğer bu bir yan etki olarak kabul
edilecekse kişinin kendini çok iyi hissetmesidir. Bu durum ise geçici olmakta,
birkaç dakikadan birkaç saate kadar devam edebilmektedir. Bu etki tedavi
amacıyla da kullanılabilmektedir. Ayrıca özel telkinlerle bu kendini iyi
hissetme durumu gerektiğinde uzun süreler için devam ettirilebilmektedir. Daha
seyrek olarak da trans sonrası hafif bir baş dönmesi, bazen hafif bir baş
ağrısı ve hafif bir mide bulantısı görülebilmektedir. Bu belirtiler de kısa
süreli ve geçici olmaktadır. Bu durumlar genellikle uzun süreli hipnozlardan
çıkışta veya hipnotik transtan hızlı çıkışlarda görülmektedir ve verilecek
uygun telkinlerle hemen ortadan kaldırılabilmektedir.
Günümüzde
hipnoz birçok alanda kullanılmaktadır. Migren, sigara bırakmada, depresyon,
panik atak, kilo verme ve dengeli beslenme, sınav kaygısı, alt ıslatma,
vajinismus, cinsel problemleri, ders çalışma alışkanlığı, ağrısız doğum, tırnak
yeme, kendi kendine güven, uyku düzensizlikleri, okul sorunları, stres,
kekemelik, korku…….vs.
Yorumlar
Yorum Gönder