Ülkemizin birçok şehrinde Osmanlı’dan kalma nice
konaklar var. Konakların büyük bir bölümü günümüze ya sahipsiz ve köhne ya da
güzel bir resterosyandan geçmiş halleriyle kalmış. Bunların birçoğu, şehirlerin
bütün bir tarihi mimariyi istila eden zevksiz yapılaşmasıyla çevrilmiş
gözelerden uzak ve unutulmuşluk içinden ömürlerinin son demlerinin yaşıyor. Biz
de bu sayımızda konaklarımıza şöyle bi göz atalım dedik.
Reji Nazırı Konağı
Konak 19.yy
sonlarında inşa edilmiştir. Reji nazırı Şükrü Bey’e aittir. Ancak 20.yüzyıl
başlarında bu ahşap konak, hem kendi açısından hem de etrafındaki bölge
açısından talihsizlik denilebilecek bir sorunla karşı karşıya kalmıştır:
Ayasofya’nın hemen karşısına bir hapishane inşaa edilecektir.
Bölgenin süregelen elli-altmış
yıl içerisinde önemini kaybetmeye başlamasıyla her açıdan büyük bir düşüş
yaşaması, bu kararın alınmasına sebebiyet vermiştir. Hapishane alanının
seçimindeki temel etken ise bölgedeki mahkemelerin sayılarının fazlalığı
olmuştur.
Bunun üzerine konakta bu
tehlikeli komşuya karşı gerekli önlemler hemen alınmaya başlanmıştır. Arkadaki
geniş bahçenin karşısına, evi yandaki hapishanenin uğursuzluğundan koruyabilmek
amacıyla bir duvar örülmesi uygun görülmüştür.
Bu olaydan sonra, 1910’lardan
1970’lere kadar konakta alışılagelmiş bir hayat sürülmüş ancak mülk sahibinin
ölümüyle konak temel gelir kaynağını kaybetmiş ve ihtişamlı konak
ihmalkarlıktan yavaş yavaş harap olmaya bırakılmıştır.
Konağın 1977’de satışa
çıkarılmasıyla Turing konağa sahip çıkmıştır. Eski ahşap bina o kadar harap bir
haldedir ki Yüksek Anıtlar Kurumu’nun de izniyle konak, aslına uygun olarak
yeniden inşa edilir.
19.yüzyıl sitilinde dekore
edilen konak, Ayasofya ve Mavi Cami arasında bulunan rakipsiz konumuyla aynı
zamanda misafirlerine eski bir İstanbul evinin sıcaklığını sunar.
Bu sıradışı binanın 1984
Mart’ında Yeşil Ev olarak açılmasından hemen sonra eser dünyaca ünlü bir
şöhrete kavuşmuş ve 1985 yılında “EuropaNostra” ödülünü
almaya layık görülmüştür.
Yaver’in Konağı
Yaver’in Konağı Kozan ilçesinin tarihi merkezinde
bulunan eski yapılar arasında özel bir yere sahiptir. Konağı yaptıran kişi
Mıcırıkyan Kirkor Efendi’dir. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş olduğu düşünülen
yapı, yüksek taş avlu duvarları, kemerli giriş kapıları, taş zemin katlar gibi
Kozan ilçesindeki tarihi yapıların karakteristik özelliklerini barındırmasının
yanı sıra; ara katta ve birinci kattaki açık sofaları, kuzey ve güney
yönlerindeki dairesel çıkmaları ve işçiliği ile diğer yapılardan ayrılmaktadır.
Doğu cephesinde, son katta, ahşap payandalarla desteklenen ahşap balkon ve
payandaların arasını bağlayan ahşap kemerler sokak cephesini zenginleştiren
öğelerdir. Zemin katın ve ara katın yüksek taş duvarları üzerinde yükselen, bu
son kat Kozan’ın genel görünüşüne hakimdir. Restorasyon yapılan konak şuan
butik otel olarak kullanılmakta.
Halit Paşa
Konağı
Bir zamanların cumbalı, bahçeli, ahşap birçok evi
şimdilerde restoran olarak insanlara hizmet etmeye devam ediyor. Bu evlerden
biri de Eyüp'teki Halit Paşa Konağı’dır. Bu restoran
bir Osmanlı askeri olan Halit Paşa'nın bir zamanlar İstanbul’da
annesiyle yaşadığı konak. Her konağın olduğu gibi buranın da oldukça kısa ama
ilginç bir öyküsü var: Halit Paşa Osmanlı’ya hizmetinden sonra Kazım Karabekir
komutasında İstiklal Savaşı'na da katılıyor. Büyük Taarruz’da ise
tuğgenerallikle ödüllendiriliyor. Savaş’ın ardından rütbelerini çıkaran paşa
Ardahan'dan ilk seçilen vekil olarak meclise giriyor. Vefatının ardından kalan
tek yadigâr, özel bir işletmenin elinde İstanbullular’a hizmet veren bu şirin
konak.
Abdullatif Suhpi Paşa
Konağı
Bir
İtalyan mimar tarafından 1845-1854 yılları arasında inşa edilmiştir. Abdüllatif
Suphi Paşa’nın ailesi ile birlikte yaşadığı konak, daha sonra oğlu Hamdullah
Suphi Bey tarafından Türk Ocağı binası olarak kullanılmıştır. 1970 yılında
İstanbul Üniversitesi tarafından rektörlük binası olarak kullanılmak üzere
satın alınmış, 1970-1984 arasında üniversiteye rektörlük binası olarak hizmet
etmiş ve mimari değişikliklere uğramıştır.
Hatice Hanım Konağı
Dünya miras
listesinde 8. gurur kentimiz olan Safranbolu’da tescilli konaklardan biri
olan Hatice Hanım Konağı’nın kesin bir tarihi bilinmemekle beraber ulaşılabilen
tarihi 1726 yılı yapılış tarihi olarak geçmektedir. Konağı yaptıranlar ise
Osmanlı Ordusu mensuplarından kaymakam tarafından iki konak olarak yaptırılmıştır.
Binalardan birinde kaymakam, diğerinde ise kardeşi kalmıştır. Konak bir süre
bu kişiler tarafından kullanıldıktan sonra Osmanlı Devleti’ne hibe edilmiş ve
bir süre de vakıf olarak kullanılmıştır.
|
|
|
Konak tekrar el değiştirerek Safranbolu Belediye
Başkanları’ndan ve sokağa adını veren Naip Efendi’ye hizmet etmiştir.
Konak,
Cumhuriyet döneminde de Belediye Başkanlığı yapan Ömer An’ın kardeşi
Safranbolu’nun ilk toptancılığı ve tütün ticareti yapan Salih Semiz’e hizmet
etmiştir. Bu kardeşler de binayı ilk kullanan kaymakam ve kardeşi gibi çarşının
en büyük konaklarından olan bu iki konakta yaşamışlardır.
Konak son kez
el değiştirmeden önce Salih Semiz tarafından han olarak kullanılmış ve
Safranbolu’nun köylerinden gelip Safranbolu’ya yerleşen Ahmet Kaya’ya geçmiş
olup bu ailenin lakabı “Cıvaralar” olarak bilinmektedir.
Hatice Hanım
Konağı isminin oluşmasına neden olan; elden ele beş kuşak geçiren konağın
eşlerinin isminin ve şu anki sahibinin adı da “Hatice” olmasıdır.
|
Asude
Konağı
Asude Konak’ı
Gaziantep’in tarihi mekânlarından Şekeroğlu Mahallesi’nde Osmanlı döneminde
yapılmış bir konağın, restore edilmesi ve yeniden bir fonksiyon kazandırılması
ile yapılmış bir butik oteldir. 1893 yılında inşa edilen ve 105 yıllık bir
Osmanlı Konağı olan Asude Konak, Kale ve Selçuklu dönemine ait Tahtani Cami
manzarası eşliğinde, tarihi yeniden yaşamak isteyenlerin konaklamaktan keyif
alacakları bir mekândır. Ahşap ve taşın görsel efektlerinin yer aldığı konakta
cumbalı odalar, tekne tavanlar yer almaktadır. Köşk diye tabir edilen camlı
eyvan ise ayrı bir güzellik sergilemektedir. Şuan ise otel olarak kullanılmaktadır.
Taş Oda Konağı
Burdur Merkez Pazar Mahallesi’ndedir. 17.yüzyıldan
kalma Osmanlı sivil mimari örneklerinden biridir. Kınalı Aşireti’nden Emin Bey tarafından
yaptırılmıştır. Kültür Bakanlığı’nca 1978 yılında yenileme çalışmaları
başlatılmış ve 1988 yılında da bitirilmiştir. Bina iki katlıdır. Birinci kat
taş, ikinci kat kerpiç ve ahşap yapı malzemesi ile inşa edilmiştir. Ev,
bahçenin batı kısmına yerleştirilmiştir. Birinci kata çıkışı sağlayan merdiven
sahanlığının altı, aynı zamanda çeşmedir. Kesme taş bloklardan yapılan bu
çeşme, bugün de kullanılmaktadır.
Bakibey Konağı ( Koca Oda )
Burdur merkez Değirmenler
Mahallesi Divanbaba Caddesi’ndedir. 17.yüzyıl Osmanlı sivil mimarisinin en
güzel örneklerindendir. Kültür Bakanlığı tarafından kamulaştırıldıktan sonra
1988 yılında restorasyonu tamamlanmıştır. Baki Bey Konağı, Koca Oda adıyla da
bilinir. Bilinen en eski tapu kaydı 1830 yıllarında Reşit Bey üzerinedir. Ancak
konağın Reşit Beyin dedesi Ahmet Paşa veya onun babası Çelik Mehmet Paşa
zamanında yapılmış olması kuvvetle muhtemeldir.
Konak, zemin katı pencere bitimine kadar devam eden taş temelin üzerinde
ahşap ve kalın masif kerpiç duvarlardan oluşmuş iki katlı bir yapıdır. Alt
katta ahır, ambar gibi odalar vardır.
Mısırlılar Evi
Burdur Merkez Oluklaraltı Caddesi’nde yer
almaktadır. Hünnaplı ev olarak adlandırılmıştır. Kültür Bakanlığı tarafından
kamulaştırılan ve 1984 yılında restorasyonu bitirilen ev bugün lojman olarak
kullanılmaktadır. 19.yüzyıl yapısıdır. İki katlı, taş temel üzerine bağdadi
olarak yapılmış olup, çatısı alaturka kiremit ile örtülmüştür. Alt katta kışlık
odalar ve kiler, üst katta ise ortadaki ince uzun sofaya açılan dört oda yer
almaktadır. Tavanlar ahşap işlemelidir. Bol sayıda pencereler ışıklandırmayı
sağlarlar ve ahşap kepenklidirler. Odalarda alçı şerbetlikler, ahşap yüklükler,
ahşap tavan ve tabanlar ortak özelliklerdir. Başodanın tavan süslemeleri ve
alçı şerbetliği diğerlerine göre daha özenlidir. Tavanda dairelerle
oluşturulmuş, çiçek motifleriyle bezenmiş bir orta göbek ve bunu çevreleyen
baklava dilimi motifleri ile süslü bir bordür yer almaktadır.
Ahmet Tevfik Paşa
Konağı
1764 yılında Kars
eşrafından Hacı Eyüp Bey tarafından yaptırıldı. 1826 yılı Kars savunmasında
Kale Komutanı olan Ahmet Tevfik Paşa, babası Hacı Eyüp Bey’e ait bu konağı
resmi karargâh olarak kullandı. Konak daha sonra şehrin savunmasında önemli rol
oynayan bu paşanın adıyla anılmaya başlandı 2006 yılında Konak sağlamlaştırma
çalışması yapıldı.
Ahmet Tevfik Paşa Konağı, 1878-1914 yılları arasındaki Rus işgali döneminden sonra orijinal haline en yakın biçimde kalmayı başarmış Osmanlı mimarisi örneklerindendir.
Bülbül
Tevfik Paşa Konağı
1866
yılında Sadaret müsteşarlarından Bülbül Tevfik Paşa tarafından konak olarak
yaptırılan bina; Bezm-i Alem Sultanisi Öğretmen Okulu Yatakhanesi, Amel-i Hayat
Mektebi, Maliye Tahsil ve Tahakkuk Şubesi olarak kullanmış, 1937-1938 ders yılı
başından itibaren ortaöğretim emrine tahsis edilerek, Erkek Ortaokulu olmuş,
1949-1950 ders yılından itibaren de Kız Enstitüsü olarak kullanılmaya
başlanmış.1974-1975 Öğretim Yılında Kız Meslek Lisesine dönüşmüştür. Şuan
Cağaloğlu Kız Teknik ve Meslek Lisesi olarak kullanılmaktadır.
Rauf
Paşa Konağı
Tarihi
bina, 1865 tarihli Hocapaşa yangınında yanan Rıfat Paşa'nın ahşap konağının
yerine kagir olarak Rıfat Paşa'nın oğlu Rauf Paşa tarafından yaptırılmıştır. 24
Eylül 1885'te konak ve bahçesine inşa edilen iki yapı, Sultan I. Mahmud
Vakfı'na ait iken Maliye hazinesine geçmiş, Osmanlı İmparatorluğu'nun son
döneminde, başkent içindeki bazı paşa konaklarının idare binası olarak
kullanıldığı dönemde, Rauf Paşa Konağı da Nafia Nezaretine tahsis edilmiştir.
Bahçesinde yer alan diğer yapılar ise Emniyet Sandığı ve Teyyare Cemiyeti’ne
verildi. 1931-1932'ye kadar Nafia Nezareti Dairesi olarak kullanılan konak, bu
tarihten itibaren İstanbul Bayındırlık Müdürlüğü ve Maarif Müdürlüğü tarafından
paylaşıldı. 1983'te, konağın kullanımı tamamen Milli Eğitim Bakanlığı'na tahsis
edildi.
Ahmet Ratip Paşa Konağı
Çok geniş bir konak olarak inşa edilen yapı Art Nouveau özellikler taşır. Maarif Nazırı Şükrü Bey’in girişimleriyle 1913 yılında İnas Sultanisi adıyla faaliyet göstermeye başlayan Çamlıca Kız Lisesi, Türkiye’nin ve İstanbul’un ilk yatılı kız okuludur. Ahmed Ratib Paşa Köşkü ile aynı bahçe içinde yer alan pansiyon binası ve 28 derslikli yeni binanın 1969-70 aralığında hizmete girdiği bilinmektedir. Birinci Dünya Savaşı’yla birlikte kapanan ve savaşın hemen ertesinde yeniden açılan okul Çamlıca Kız Lisesi adını almıştır. 1923-1934 aralığında Çamlıca Ortaokulu olarak hizmet veren okul, 1939-1940 öğretim yılında yapılan bir düzenlemeyle Çamlıca Kız Lisesi’ne dönüştürülmüş ve yatılı olarak hizmet vermeyi sürdürmüştür.
Kavafyan Konağı
1751 yılında inşa
edilmiş olan Kavafyan Konağı, Beşiktaş-Bebek'te
bulunmaktadır. İstanbul'un
tarihi köşkleri arasında olan Kavafyan Konağı'nın sadece harem bölümü günümüze
kadar gelebilmişken, konağın kim tarafından yaptırıldığı kesin olarak
bilinmemektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder