DUDAK VE DAMAK YARIKLARI


Dudak ve Damak Yarıkları, yüz ve ağız bölgesinde olmasından ve görünüşü etkilemesinden dolayı en çok dikkat çeken, uzun bir tedavi sürecini içeren doğumsal kaynaklı bozukluklardır.  Halk arasında ‘tavşan dudak’  veya ‘kurt ağzı’ olarak isimlendirilir                     
     
                       

Dudak yarıkları, gebeliğin 4-7. haftalarında dudağı oluşturan yapıların birleşmemesi, damak yarıkları ise gebeliğin 7-12. haftalarında damağı oluşturan yapıların birleşmemesi sonucu oluşur. Ülkemizde görülme sıklığı, 1:1000 olarak değerlendirilmiştir. Erkek bebeklerde görülme sıklığı, kızlardan daha fazladır.

Dudak-damak yarıklarının oluşum nedenleri, hamilelik dönemindeki; vitamin eksiklikleri, beslenme yetersizlikleri, amniyon sıvısının azlığı, bilinçsiz ilaç kullanımı, röntgen ışınına maruz kalınması, alkol alınması, virüs kaynaklı hastalıklar ile kalıtımsal aktarım, akraba evlilikleri ve doğumsal sendromlar olarak gösterilmektedir. Bütün bunların dışında tespit edilemeyen nedenler sonucu olabileceği de bildirilmiştir.
Dudak-damak yarıklarının sınıflandırılması genel olarak şu şekilde yapılmaktadır;
1.Primer Yarık: Dudak bölgesinde veya dudak ile alveol kemiği bölgesini içerecek şekilde oluşan yarıklardır

2.Sekonder Yarık: Sert damak veya yumuşak damak bölgesinde oluşan yarıklardır

3. Total Yarık: Dudak ve alveol kemiği ile birlikte damak kısmını da içeren yarıklardır
Bu yarıklar tek taraflı(unilateral) veya çift taraflı(bilateral) olabilir.
          
        
Ebeveynler için dudak-damak yarıklı bebek sahibi olmak oldukça zordur. Çocuklarının görünümü, nasıl besleneceği, konuşma sıkıntısı yaşaması ihtimali ile ilgili problemler, aileleri endişelendirmektedir. Dudak-damak yarıklı hastaların tedavileri; bebeklikten başlayarak, erişkinlik dönemine kadar süren, çocuk doktoru, ortodontist, plastik cerrah, pedodontist (çocuk diş hekimi), çene-yüz cerrahı, diş hekimi, kulak-burun-boğaz uzmanı, konuşma terapisti, psikolog ve prostodontist (diş protez doktoru) gibi geniş bir tedavi ekibini içinde barındıran uzun soluklu bir tedavi sürecidir. Bu süreç, bir dizi ameliyat ve tedavileri içeren, hem hasta hem de hasta yakınları için sabır gerektiren ve moral seviyesinin yüksekte tutulması gereken bir dönemdir.
Dudak-damak yarıklı olarak doğmuş bir bebek için en büyük problem, beslenme problemidir. Özellikle damak yarığı bulunan bebekler, emme sıkıntısı yaşarlar. Yarık sebebiyle ağız içinde vakum oluşturamadığından ememez, emse bile emdiği süt veya mama burnuna ve soluk borusuna kaçabilir. Bunun için ilk aşamada bebeğe, ortodontist tarafından bir beslenme plağı yapılarak, damak bölgesindeki açıklık kapatılmalıdır

 Bebek, bu beslenme plağı ile birlikte anne memesini taklit eden özel biberonlar ile anne sütü biberona aktarılarak, dik bir konumda beslenmelidir. Bebek yatırılarak beslenirse, süt soluk borusuna kaçabilir veya östaki borusuna kaçarak kulak iltihabına neden olabilir. Dudak-damak yarıklı bebeklerde ağız ve beslenme plağının temizliği önemlidir. Hijyene dikkat edilmediği durumlarda, orta kulak veya boğaz iltihabı gelişebilir.

Günümüzde beslenme plakları, modifiye edilerek, yarık nazoalveolar bölgelerin şekillenmeleri sağlanmakta, böylece yarık parçaların birbirlerine yaklaşmaları ve burun kıkırdağının uygun biçimde konumlanması amaçlanmaktadır(Resim 7-8). Yarık sahasının küçülmesi ve parçaların birbirine yaklaşması yapılacak olan ilk ameliyatı kolaylaştırmaktadır.

Dudak-damak yarıklı bebeklerde, ilk ameliyatın zamanlaması defektin durumuna göre değişir. Dudak onarımı genellikle bebek 3 aylık olduktan sonra bölgede yeterli doku gelişimi beklendikten, bebeğin kilosu ve kan değerleri genel anestezi için uygun olduktan sonra yapılır( Damak bölgesindeki yarıkların onarımı ise bebeğin konuşmaya başladığı dönem de dikkate alınarak doğumdan sonraki 6-12. aylar arasında yapılmaktadır

Daimi dişlerin sürmeye başladığı 8-10 yaşlar arasında dudak-damak yarıklı çocuklar, tekrar ortodontiste muayene ettirilerek dişlerin sürme durumu ve eksik diş olup olmadığı, çene ilişkilerinin konumu değerlendirilerek sürme rehberliği ve gerekirse hareketli aparey uygulamalarıyla tedavi aşaması devam ettirilmelidir. Bu dönemde dudak-damak yarıklı çocuk, konuşmanın geliştirilmesi ve bazı harflerin söylenmesindeki zorlukları yenmek için konuşma terapistine yönlendirilebilir.
 Daimi dişlerin tamamen sürdüğü ilerleyen yaşlarda, bu hastaların çene konumları tespit edilerek, diğer tedavi ve operasyon aşamalarına geçilir. Genellikle dudak-damak yarıklı hastalarda üst çenede, kafa kaidesi ve alt çeneye göre yetersizlikle birlikte darlık ve Sınıf III maloklüzyon gözlenir

Önceleri bu durumun düzeltilmesi için üst çeneye yönelik cerrahi uygulamalar yapılmaktaydı. Fakat hem erken nüks oluşması hem de velofarengeal yetmezliğe neden olmasından dolayı artık bu hastalarda üst çeneye yönelik ‘Distraksiyon Osteogenezis’ tekniği kullanılmaktadır. Bu teknikte kemik parçaları arasında ‘Distraktör’ olarak adlandırılan aygıtlarla çekme kuvveti uygulanarak, ara bölgede yeni kemik oluşumu sağlanmakta ve dış kaynaklı herhangi bir greft materyali kullanmadan hastanın kendi kemik dokusuyla onarım yapılmaktadır. Distraktörler, maloklüzyonun şiddetine göre ağız dışı veya ağız içinden uygulanabilir. Sonrasında sabit ortodontik uygulamalarla diş-kapanış ilişkisi düzeltilmekte ve ortodontik tedavi sonlandırılmaktadır

 Damaktaki yarık bölgesinin açık kaldığı, burun dudak estetiğinin yetersiz olduğu durumlarda uygun greft dolgu materyalleri kullanılarak, ideal yüz estetiğinin sağlanacağı estetik operasyonlar yapılabilir.
Tedavi ve ameliyat aşamalarının bitirildiği, erişkin dudak-damak yarıklı hastalarda diş eksikliğinin sıklıkla görülmesinden dolayı ve nüksün önlenmesi için ömür boyu retansiyon yapılması gerektiğinden üst çenede bütün dişleri dahil edecek şekilde kaplama, köprü v.b.  gibi sabit protez uygulamaları yapılmalıdır(Resim 15).





Kaynaklar
1.Kirschner RE, LaRossa D. Cleft lip and palate. Otolaryngol Clin North Am 2000 ;33(6):1191-215,

2.Borcbakan C. An analysis of 1000 cases of cleft lip and palate in Turkey. Cleft Palate J. 1969, 6: 210.

3.Coleman JR Jr, Sykes JM. The embryology, classification, epidemiology, and genetics of facial clefting. Facial Plast Surg Clin North.Am 2001 Feb;9(1):1-13

4.Anastassov GE, Joos U. Comprehensive management of cleft lip and palate deformities. J Oral Maxillofac Surg 2001 Sep;59(9):1062-75; discussion 1075-7

5.McNeil CK. Orthodontic procedures in congenital cleft palate. Dent Rec. 1950; 70:126-132.

6.Epker BN, Fish LC. Dentofacial deformities. Integrated orthodontics and surgical correction. St Louis: CV Mosby 1986; 642-709.

7.Rajesh P, Rajesh R, Narayanan V, Baig MF, Prabhu VR, Venkatesan A.A clinical profile to assess the potential risk factors for cleft lip and palate. J Indian Soc Pedod Prev Dent 2000 Dec;18(4):147-50

8.Tolarova MM, Cervenka J. Classification and birth prevalence of orofacial clefts. Am J Med Genet 1998 Jan 13;75(2):126-37.

9.Mccarthy JG, Cutting CB, Hogan VM. Introduction to facial clefts. In: Mccarthy JG, editors.Plastic Surgery. 3d ed .: WB Saunders, Philadelphia 1990:2437-50.

10.Grayson BH, Santiago PE, Brecht LE, et al. Presurgical nasoalveolar molding in infants with cleft lip and palate. Cleft Palate Craniofac J. 1999; 36: 486-498.

11.Baik HS, Yi CK. Surgical-orthodontic treatment in patients cleft lip and palate: conventional surgery versus maxillary distraction osteogenesis. World J Orthod. 2001;2:331–340.
 12.Dolanmaz D, Karaman AI, Durmus E, Malkoc S. Management of alveolar clefts using dento-osseous transport distraction osteogenesis. Angle Orthod. 2003 Dec;73(6):723-9.
13.Soğancı E, Göyenç Y, Karaman A, Dolanmaz D. The Use of Distraction Osteogenesis In Cleft Lip and Palate Patient. 83. Congress of the European Orthodontic Society, Berlin, 20-24 June 2007.


  

Yorumlar

Yorum Gönder